13 Mayıs 2014 Salı

LA PRİMAVERA: EL AMANECER DE LAS ESTACIONES // BAHAR: MEVSİMLERİN ŞAFAĞI

   Bu sabah yolda bahar güneşinin tadını çıkarırken her zaman yaptığım gibi mp3 ümdeki müzikle trafik seslerinden kaçtım. Özellikle neşeli şarkıları seçip içime daha da enerji kattım.
   Etrafı izlerken boğucu karayolunun kenarlarında görünen, ilk güneşle betonu ve asfaltı delip yabani otları fark ettim. İncecik, güçsüz görünmelerine rağmen kendilerini hapseden sert betonu un ufak edip gün ışığına çıkmışlar. Etrafı daha da inceleyince fark ettim ki; insan eliyle yapılan yapay doğanın kenarlarından bir şekilde kendini belli eden gerçek doğanın asla anlayamayacağımız kadar güçlü düzeninin izleri her yerde. Yerlere incecik iplere bağlı çim halıları serince altından gerçek çimenler boylarını aşıyor. Hiçbir zorlanma olmadan o kadar doğal, o kadar sakin var oluyorlar ki günlük yaşantımızın içine daldığımız zaman hiç dikkatimizi çekmiyor.
   Tüm bunların dansla ilgisi yok gibi görünüyor başta. Ama çok ilgisi var. Tüm bunları fark ettiğim sırada Carlos Di Sarli den El Amanecer i dinliyordum. Normalde Juan d'Arienzo' nun coşkusunu tercih ederim ama bu gün özellikle Di Sarli' nin dinginliği en iyi seçenekti. Notalar o kadar sakin, o kadar telaşsız ve doğal bir şekilde akıyordu ki, insanlardan bağımsız saf doğanın geri planında bir müzik olacaksa El Amanecer olmalı diye düşündüm. Tıpkı doğanın kendisi gibi neşe ve hüznü aynı anda içinde barındırıyor. Ayrıca notaların verdiği huzurla neşelenirken ardından gelen kemanın kuş cıvıltılarını andıran sesleri dans pistinin dışında da şehrin ortasından birini anında çok uzaklara götürebilecek kadar güçlü. 
  Doğanın sert havalara ve teknolojiye sessizce karşı geldiği bahar mevsiminin müziği tabi ki El Amanecer olmalı.